Yazmak bir terapi çeşidi olarak kullanılıyor. Küçük şeyleri büyütüp dev yapan biri iseniz, özellikle karşısında şekilden şekle gireceğiniz nice stresi yazarak def edebileceğinizi biliyor muydunuz? Haha, tabii ki biliyorsunuz. Yoksa ne işiniz var burada, değil mi ama?
Neyse, yazmak terapi olduğu kadar aslında insana zihin egzersizi de. Şöyle bir drone’a binip 50-100 metre yükselseniz, çerçevenin içinde görseniz kendinizi, fena mı olurdu? Ben yanıtlayayım. Fena olmazdı efenim. Hiç fena olmazdı. Kendinizi ufacık bir karınca gibi görürdünüz. Ufacık bir karınca değersiz olduğu için söylemiyorum bunları. Ufacık bir karıncanın bile nasıl bir hayat gailesi olduğunu hatırlatmak için söylüyorum. Yoksa ateş böceğinden örnek verirdim. Gene anlamazdınız ya olsun.
Gelmişiz neredeyse 2023 yılına. Şaka şaka daha 3 ay var. Bir büyük sonbahar kollarını açmış bekliyor bizi. Boynumuza sarılacak mı, yoksa yapışacak mı kimse bilemez. Her sonbaharın heyecanı gibi bir heyecan içimizde. Ne planlar yapıldı, ne hesaplar görüldü kim bilir. Herkesin ayrı bir hikayesi oluyor sonbaharda. Benim de hikayem var elbet. Anlatacak kadar önemli mi bilemiyorum. Anlatacak hikayesi olmayanlar başkalarının hayatlarını tekrar ederler. Onlardan biri olmak korkusuna bunca zaman hikayeler anlatıp durdum. Gerek var mıydı bilmem. Başkalarının hayatlarını bu kadar kötü yapan neydi de durmadan kendimi hırpaladım satırlar arasında? Kim bilir.
Şöyle ufak çaplı bir beyin fırtınası yapalım bu sonbahar. Geçip giden hayatımızı şöyle bir tartalım, keselim, biçelim, kalıba oturtalım. Bu muydu istediğimiz hayat?
Sonra hala gücümüz varsa dönelim kendimize bir küçük hesap soralım. Neden istediğimiz hayatı yaşayamıyoruz?
Durun, gitmeyin, sizi mutsuz etmek için yazmadım bu satırları. Birinin sizi silkelemesine ihtiyacınız varsa diye… Neyse!
Hayat Tarkan’ın 100. Yıl İzmir konserinde de dediği gibi; “Her şeyi kafaya takmayın, üç günlük dünya.” Hatta şöyle de devam etmişti “Gördünüz sahnem yıkıldı.” Tabii ya. Megastar da olsanız, İzmir’in kurtuluşunun 100. Yılı için özel bir konser de verseniz, sahneniz yıkılabiliyor. Dünyamız başımıza yıkılmamalı öyle her şeye.
DİLEMMA 