Ah Muhsin Ünlü, Bağzıları ve Eh Tutianna

Alt Başlık 1: Yaşasın! Ne Kadar da İdeolojik Yaklaşıyoruz BirbirimizeAlt Başlık 2: Zaten Kırılmış Bir KızsınAlt Başlık 3: T. Sadece başlıklardan ibaret bir yazı olabilir bu. Çünkü neden olmasın? Zaten başlık, yazı içeriğini anlatması için seçilmiyor mu?Tamam tamam, uzatmadan bu başlıkların ne anlattığı hakkında biraz sohbet edelim, kabul buyurursanız efendim. Önce Ah Muhsin Ünlü’den başlayayım. Ah Muhsin Ünlü aslında hepimizin Onur Ünlü olarak bildiği bir … Okumaya devam et Ah Muhsin Ünlü, Bağzıları ve Eh Tutianna

Şiirler – 7

Acı bende, hasret sendeYalnızdım hep ben deDuymadın beni sen deÖlüm bende, gözyaşı sende.Cemal’in yazdığı tek hece aşkı hep bende.Nazım’ın yazdığı yorgunum kaptandın sen deKarlar ortasında uzun namlulu avcıydım ben de.Vurulmuş kırmızı güller, açmış karda uzanmış ceylandın, yatıyordun sen de.Zeynep Leyla olmuşMuhammet’se Mecnun’un elini tutmuşHiç gerçekleşmeyecek kavuş olduk şimdi de. Okumaya devam et Şiirler – 7

Her sokak bir tabela

Her sokak bir tabela Gösterdiği reklam panosu Sloganı olan kaygısız koltuk Eskittiği bir bakkal Bir ağacı, gölgesi dar Sayısız ölümlerden döndüm sokakta Yürüyen insanlar gördüm Açılışı ses getiren bir dükkan Kalabalığı öğütleyen bir vitrin Bu kalabalığın aklında ne varsa Sıradan bir kelimenin düşüncesizliği Kaldırımda duruyor bir çocuğun sesi, Sus payı elli kuruş, esnafı müşteri Bu sokakta öğrettiler kimsesize yetim olmayı yetim olana sokakta kalmayı sokakta … Okumaya devam et Her sokak bir tabela

Bahara Yolculuk

Bir dil bulacağız her yüreğe dokunan, Özümüzdeki derinlikleri böyle, Böyle cesur, böyle temiz, böyle deli… “Yürekleri Maviliklere Süreceğiz!” Rüzgarlardan kanat takmış, Barışa uçuşan üveyikler gibi Böyle dostane, Böyle kardeşçe “Gönülleri rengarenk süsleyip, Yüreklere Mavilikler Serpeceğiz!” İşte, böyle mavi, böyle renkli El ele gönül gönüle, Ölesiye özgür, ölesiye sonsuz! Sarmaş dolaş, dolaşacağız bu dünyada… İşte hep böyle güzel, sevgiyle dopdolu, “Yeni bir dünya”, kuracağız bu dünyada, … Okumaya devam et Bahara Yolculuk

Görmek İsteyen Görür

Cemil Meriç Jurnal adlı kitabında kendini tanımaktan bahsederken; “Her hâl tercümesi bir müdafaanâmedir. Kendimizi tanımak irfanın varabileceği en yüksek merhale.” diyor. Görülmek istenenin ve/veya gösterilenin görüldüğü ve bunun marifet sayıldığı günümüz toplumunda neden kendimizi tanıyamadığımızı güzel ifade etmiş. Kültür ile irfanın birbirinden ayrıldığı nokta burası.kendini bilmek

Batının iyi taraflarını alırken maalesef kendi iyi taraflarımızın yerine koyduk. Kültürlü bir nesil yetiştireceğiz diye harcadığımız çabanın sonucu düşünmeden bilen, bilmeden konuşan, hissetmeden anlatan bir nesil oldu. Çapı ile çevresi orantısız Okumaya devam et “Görmek İsteyen Görür”

Bugün

Bir gün düşleyin… Özlem var içinde geçmişten gelen Can var içinde dünden ve dünde kalan Sevda var içinde bir yanı eksik Film sahneleri aklımda kesik kesik… Ve o gün, dünden bugüne bir eşik; Geçmişten geleceğe, Hazandan bahara, Hüzünden neşeye, Kötü her şeyden iyi her şeye. Bir yanımda ardımda kalanlar Bir yanımda benimle olanlar Bu gün tek tek ayırdım onları Kolay olmadı öylece tüm fazlalıklardan kurtulmak … Okumaya devam et Bugün

Yeşil Gözlü Kenar Mahalle Kızı

mahallenin kızgın kızı
özentili dilinin ironisi elindeki ipin.
dikiş makinesi altındaki gizli sevişmelerin
tırabzanlarda tırmanışın
ölümden ürkmeyişin mi?

varoşların fısıltılı tınısı,
sen bataklıktaki zambak
sen bembeyaz yasemin
yeşil yaşam yansımalarının yolu yordamı
ördüğün kilimlerin yola yapışıklığı mı?

parlak deriye sahip balinanın
kıvrımlı dönüşleri Okumaya devam et “Yeşil Gözlü Kenar Mahalle Kızı”

Sevda

Sevda, Kıyılarında dolaştığım Kuytularında saklandığım, Derinliğinde kaybolduğum, Enginlerine bakarkan yorulduğum bir deniz. Sevda, İki damla göz yaşı, Vedanın hüznü, Yürek burukluğu. Sevda, Yanmak alevler gibi, Kendi kendine söndürmek ateşini. Sevda, Özlemek deliler gibi. Sevda, Dokunamamak yüreğine, Kaybolamamak gözlerinde ve bir sükut. Sevda, Geçen zaman, Yaşanmakta olan her an, Ve geleceğe dair umut dünden kalan. Sevda, Ağaçlara kazınmış isimler, Peki ya gönüllerdeki… Sevda, Çırpınan kuş misali kalp … Okumaya devam et Sevda

Anlık

Uzandım yemyeşil çimlere Kordon’da, İzledim bulutlarını masmavi gökyüzünün Mavi ve beyaz. Fransız mıyım ne Öyle ise nerede kan! Hepsi koca bir hiç, ben Uzandım yemyeşil çimlere Ve yaşamak Mavi gökyüzünde Nazım’ı anarak. Daldım bir sokağa Oturdum dar sokaktaki taburelerden birine Bir bar masasında dört kişiyim şimdi Elimde biram, kişiliklerime içiyorum Rock müziğin ahenginde gizli sohbetimiz Karşımda, sağımda, solumda ben O an, gülücüklerdeki estetik çizgiler Aldırttı … Okumaya devam et Anlık

Kendime Notlar

Seni en çok üzen şeyin kendi beklentilerinin olduğu bir dünyada yaşıyorsun. İronik belki, ama gerçek. Sor kendine, en son ne zaman bir dakika sonrasını düşünmeden sevdin birini? Ne zaman kapıldın gittin farkına varmadan? “O da sever mi?” kaygısını yaşamadan aşık oluverdin birine?                 Unutuyorsun, sevmek insanın içindedir. İçinde başlar, içinde alevlenir, içinde söner. Sevmenin nesnesi yoktur zaten. Onu, onsuz da sevebilirsin. O senden nefret etse de, tanımazlıktan gelse de, sana ihanet etmiş veya seni gerçekten hiç tanımıyor olsa da sevebilirsin. Sen varsan eğer, sevmenin önünde hiçbir engel yoktur. Korkularını bırak bir kenara. Aşk iki kişilik falan değildir, inanma onlara. Aşk bir kişi içindir. Nazım Hikmet’in mısralarını hatırla sık sık: Okumaya devam et “Kendime Notlar”