Don Kişot

Sevdiğim insanlar bir bir göçüp gittiler Geriye mazi kaldı bize Ve güzel bakışlar Gözlerimi kapatıyorum yanındayım Sen Yok Yok-sun Ben yoksul Dünyanın ağrı merkezi olmuşum şimdi Desemde İnanma İnan-ma Dost olmaya çalışan ben Düşman yaratmaya çalışan sen Ve la perroque geliyor aklıma Bir de dedim ya mazinin kokusu Kesif ve sisli Öyle olmasaydı böyle olur muydu? Böyle nasıl ki? Biraz acı biraz ekşi biraz tatlı … Okumaya devam et Don Kişot

Nasıl Yani?

Susuyorum. İçimdeki en derin hücrelerime kadar bu suskunluğum. Konuşamıyorum, konuşursam nefes alamıyorum ve boğuluyorum, sesim çıkmaya çalışıyor boğuk boğuk, hava çok soğuk. Ben bu soğukların insanı değilim; ben sıcak iklimleri severim, orada yeşillenirim, sürgün veririm. Maviyedir benim sevdam, tutkum. Tutulur nutkum… Konuşamam, konuşacak bir şey yok, yokluk dışında tabîi. Nefes alış verişlerim düzensizleşiyor, Allah’ım neler oluyor, başım dönüyor? Soğuk soğuk terliyorum ve vücudumu bir panik … Okumaya devam et Nasıl Yani?

Hayat Müzikali

Hayatımız, müziğin ve müziği oluşturan ögelerin yansıması aslında; bazen seviniyor bazen üzülüyoruz. Bu iniş çıkışlar, hüzünler sevinçler; kısacası zıtlıklar hayatın tadı tuzu. Yaşamımızdaki kişiler nota, biz ise sol anahtarıyız. Nota çizgileri önemsediklerimiz; yani doğrularımız, yanlışlarımız diyelim. Eser, diğer bir bakış açısıyla hayat; sol anahtarıyla yani bizimle başlıyor, zamanla notalar, çizgileri olan yerlere yani önem verdiğimiz bölümlere yerleşip eserdeki nota değerlerine, diğer türlü de yaşamımızdaki yerlerine … Okumaya devam et Hayat Müzikali

Adem ile Havva’ya

Uçsuz bucaksız bir boşluk düşünün. Herhangi bir ses, bir nesne veya bir uyaranın olmadığı. Beyaz dışında başka bir rengin, dokunun, kokunun barınamadığı öylesine bir yokluk işte. Avazınız çıktığı kadar bağırın şimdi de, durun ve biraz dinleyin, yankı da yok. Topuklarınızla baldırlarınıza çarpa çarpa koştuğunuzu hayal edin sonra da, oradan oraya, amaçsızca. Dinlenip, aynı kısır döngüye tekrar tekrar girdiğinizi sonra. Tam olarak buydu gördüğüm rüya. Uyandığımda … Okumaya devam et Adem ile Havva’ya

Ben Yirmili Yaşlarında Bir Çocuğum

Ben daha yirmili yaşlarında bir gencim. Hayattan tek isteği dilediği gibi yaşamak olan bir genç. Kimsenin ne dediğine bakmadan, başkalarının kendi geleceği ile ilgili kararlar almasını engellemeye çalışan bir çocuk. Bir kız, bir erkek veya kendini nasıl hissediyorsa… Aynı zamanda herkesin kendisiyle ilgili yaptığı yorumlardan da sıkılmış birisiyim. Toplumun “Sen kızsın, hanım kız gibi davran.” demesinden veya “Sen erkeksin, adam gibi ol.” söylemlerinden bıkmış ve … Okumaya devam et Ben Yirmili Yaşlarında Bir Çocuğum

Kitap İncelemesi – Belki Bir Gün Uçarız

BELKİ BİR GÜN UÇARIZI NEDEN SEVDİK? korebe: Belki Bir Gün Uçarız 2014 yılında İletişim Yayınları’ndan çıkan bir Aylin Balboa kitabı. Bu kitap 38 kısa öyküden oluşuyor. Kitap akabinde yaptığım araştırmada aslında bu kitabın, çoğu (belki de hepsi bilemiyorum) Aylin Balboa’nın bloğunda  yer alan yazıların derlemesi şeklinde basılmış olduğunu öğrendim. Bu kitap ile tanışıklığımız ise takriben basımından 2-3 sene sonrasına tekabül ediyor. Nereden, nasıl karşıma çıktı … Okumaya devam et Kitap İncelemesi – Belki Bir Gün Uçarız

Ayçiçeğinin Söyleyecekleri Var

Havayı görüyor musunuz? Sanki daha geçen hafta soğuğuyla ellerimi, burnumu hatta ciğerimi kesmemiş gibi. Bir bahar ışıltısı var gökte, görüyor musunuz? Ben karanlığı sevmem, puslu havaları bile sevmem. Hani insanlar ile bitkilerin DNA’larının yüzde bilmem kaçı aynıymış diye haberler olur ya… Heh! O insan benim, bitki ise ayçiçeği. Besbelli DNA’larımızın aynı olan yüzde bilmem kaçı, başlarımızı kaldırmaya ve yüzlerimizi güneşe dönmeye yarıyor ve belki de … Okumaya devam et Ayçiçeğinin Söyleyecekleri Var

Medeniyet Yanılgısı

Son zamanlarda yalnız kalıp, düşüncelerimle daha fazla vakit geçirme fırsatım oldu. Sürekli aklımda “Hayatımın bundan sonraki evresi nasıl olacak?” ve “Hayatım nasıl ilerleyecek?” soruları vardı. Acaba Muğla’da kalıp müzikle mi devam etsem, yoksa bir şirkete girip orada çalışmaya mı başlasam? Her gün bu ikilem ile uğraşırken aklıma lise zamanlarında bolca düşündüğüm bir konu geldi. Sadece müziği seçersem insanların beni çok fazla eleştireceği ve bana deli … Okumaya devam et Medeniyet Yanılgısı

Sürdürülebilir Kalkınma ve İnsan Kaynakları

Sürdürülebilir gelişim, sürdürülebilir kalkınma, sosyal girişimcilik , sosyal etki… Bunlar son 15-16 yılda daha çok konuştuğumuz kavramlar kuşkusuz. Sürdürülebilir kalkınma gelecek kuşakları da içine alan bir alan. UNDP’nin sürdürülebilir kalkınma hedefleri Yoksulluğa Son’dan Eşitsizliklerin Azalmasına, Amaçlar için Ortaklıklar’a uzanan hedeflerdir. Bu yazıda ben özellikle bu Amaçlar İçin Ortaklıklar’a bakmak istiyorum. Sosyal girişimcilik kârdan ziyade toplumsal faydaya odaklanırken, belli bir sosyal etkisi beklenen girişimlerdir. Bunun yanısıra … Okumaya devam et Sürdürülebilir Kalkınma ve İnsan Kaynakları

Tartışma: Kafka’nın Dönüşüm’ü

kirmizibisikletim: Çok geç kalınmış bir Dönüşüm okumasının ardından, belki de Gregor Samsa’yla tanışıklığımızın takribi on beş yıl öncesine dayanmasının getirdiği bir şartlanmışlıkla, kitap bittiğinde düştüğüm boşluk nedeniyle bu tartışmayı başlatıyorum. Bazı kitapları, bazı filmleri ve diğer eserleri anlamak için zaman zaman ileri okumalar/ön okumalar, araştırmalar yapmamız gerektiğini hepimiz biliyoruz. Ancak bu defa, kendimi tutup, bu araştırmaları öteleyip, bu tartışmada boşluklarımı doldurmaya niyetliyim. Büyük bir linç … Okumaya devam et Tartışma: Kafka’nın Dönüşüm’ü

Incendies – Şarkı Söyleyen Kadının Çocukları

Merhaba sevgili okuyucu, ben korebe, Dilemma Dergi ekibi olarak hazırladığımız ortak bir çalışma ürünü olan Incendies filmini tanıttığımız yazıyı okuyorsunuz. Bu bir tanıtım yazısıdır, çok sayıda spoiler içermektedir. Filmi izleme niyetiniz varsa (dram seviyorsanız kaçırmayın, diyoruz) film hakkında bu yazı da dâhil hiçbir şey okumadan önce filmi izlemenizi tavsiye ederim. Türkçe’ye İçimdeki Yangın adıyla çevrilen, 2010 Kanada yapımı olan bu film, IMDB tarafından dram, gizem, … Okumaya devam et Incendies – Şarkı Söyleyen Kadının Çocukları

Bir Kitapseverin Edebiyat Notları

Edebiyat nedir? Kitap sevmek bir tutkudur. Ardından at koşuyor gibi olursun bazen. Her şeyi okumak, hepsini sindirebilmek ve daha çok okumak istersin. Suyun ve kitapların yanındaysa huzurlusundur. (İki yaşamsal ihtiyaç benim için.) Peki, hangi kitapları okumalı? Klasikler mi, post modern edebiyat mı? Bu sorunun cevabı çok zor zira hepsinin ayrı tadı, ayrı işleyişi var insan ruhu üzerinde. Tsundoku var bir de. Kitap toplama, biriktirme ama … Okumaya devam et Bir Kitapseverin Edebiyat Notları

Bir Kilim Dokudum Gönlüme

“Bir kilim dokudum gönlüme, motiflerini vatan sevdamdan ödünç aldım, Küçük bir dokunuş ekledim hasretten ve şehadetten, sonra hayale daldım, Kilimin birbirini takip eden ilmekleri Kızılırmak’a nazire yapıyor, şaştım kaldım, Bir kilim dokudum gönlüme, bir yanına öksüz çocukları, öte yana hilali aldım.“[1] Bir kadın ilmek ilmek ne dokur? Gençliğini mi, yurdunu mu, dilini mi? Nereye kadar uzanır bu geçmiş? Gelecekten ne kadar haber verir? İşte kilim … Okumaya devam et Bir Kilim Dokudum Gönlüme

Nedir Bu Kişisel Gelişim?

Nedir bu kişisel gelişim? Hayatımıza nasıl girdi? Bizi atıl mı kılıyor, yoksa yaşamlarımızın öznesi mi oluyoruz? Kaç yıldır varlığını sürdürüyor bu kişisel gelişim trendi? Kişisel gelişim kavramıyla ilk ne zaman tanıştık? Kisisel gelişim deyince neyi kapsıyor? Ne gibi eğitimler var? Kişisel gelişim deyince sanat, yaratıcı yazarlık gibi şeyleri mi anlamalıyız; yoksa duygularımızı nasıl yönetebiliriz, nasıl başarılı olabilir, öfkemizi nasıl yönetebiliriz gibi konular hakkında yazılanları mı? … Okumaya devam et Nedir Bu Kişisel Gelişim?

Sosyal Medya (Kursu)

“Sosyal Medya”. Bu terimi son zamanlarda ne kadar çok kullanmaya başladık değil mi? Sosyal medya adeta hayatımız. İş arayanlar, hayatını paylaşmak isteyenler, fotoğraf tutkunları… Hem bilgi kaynağımız, hem de küreselleşen dünyada ben de varım, deme biçimimiz. Çok değil 2000’li yıllarda devraldık bu kavramı. İlk Facebook ile sosyalleştik; kendimize yeni personalar yaratmaya başladık. Beğenildim mi, beğenilmedim mi bütün meselemiz bu oldu. Peki nedir bu sosyal medya? … Okumaya devam et Sosyal Medya (Kursu)

Selam, yeniden!

Bir varmış, bir yokmuş. Yolu kalemle, kitapla kesişmiş, sonra da hep öyle devam etmiş bir grup öğrenci varmış. Sokakta görseler birbirlerini bilmezler, ama herkes birbirini kaleminden tanırmış. Nereden baksan bir beş yıl, hepsinden biraz kelime; Dilemma ne güzel sığınakmış. Sonra bir şey olmuş. Biraz parçalı bulut, biraz yağmur. Sıcak iklimler lazımmış. Göçmüş kelimeler. Ama sığınak hep oradaymış. Mobilyaların üstü beyaz çarşaflarla örtülü. Şimdi yeniden bir … Okumaya devam et Selam, yeniden!

Seni Tanımadığım Günleri Özledim

Ne kadar istesen de bir yerden sonra eskisi gibi olamazsın! Bazı insanlar vardır. Hiç beklemediğin bir anda girerler hayatına. Daha önceden hiç tanımadığın bir insan. Hep vardır ama sen varlığından yeni haberdar olmuşsundur. Herkesten, her şeyden farklı gelir. Varlığı başka bir dünyaya açılan kapı gibidir. Heyecanla o kapıdan girmek istersin. Kapıdaki küçük bir aralıktan o kadar parlak bir ışık görürsün, gözlerin kamaşır. Asıl gerçeği göremezsin. … Okumaya devam et Seni Tanımadığım Günleri Özledim

Lütfen Yardım Edin

  Uyanmak istemiyorum. Uyanıp yeni güne başlamak, günlük koşuşturmacalara kapılıp boğulmak istemiyorum. Kalkmaktan başka çarem yok. Kalkıp günlük alışkanlıklarımı yerine getireceğim kuşkusuz. Duş almak, işe gitmek, gelince evi toparlamak, geriye kalan kısa zamanda okuyabilmek; işte her gün yaptıklarımız. Bunlar her insanın yaptığı ya da yapmak zorunda olduğu şeyler. Çoğu insan bu rutinleri severek yaptığını iddia ediyor. Aman ne hoş! Ben onlardan değilim. Mide ağrılarım başladı … Okumaya devam et Lütfen Yardım Edin

Sonbahar

Sarı turuncu savrulan yapraklar, rüzgarlar, uçuşan saçlar, adımlanan yollar, yağmurlar, trençkotlar, hüzünlü sokak kedileri…
Sekiz tane kuş uçuyor gökyüzünde. İkisi geride kalmış. Altısı önde.
Dilimde ismini unuttuğum eski bir şarkı. Gün batmak üzere.
İçimde bir minnet duygusu.
Sanki aynı yol, aynı yaprak, aynı melodi değil hiçbiri. Sanki her şey daha bir anlamlı.
Sanki her şeyin anlamı sonbaharla
Sanki her şeyin anlamı Okumaya devam et “Sonbahar”