İnsanlar Maskelerini Ne Çok Seviyor

İnsanlar maskelerini ne çok seviyor.*
Sabahın 5:37’sinde bir sebepten üç saattir uyuyamıyorum. Aslında bu uzun zamandır devamlı olan bir şey, buna alıştım. Ama bu sabah, bu şarkı sözü aklımın içinden gitmiyor. Gitmediği gibi şarkı aklımda ilerlemiyor da sözlerini bildiğim halde sadece bu cümle dönüp duruyor. Bir cümle kaç kere tekrarlanabilirse o kadar kere tekrarladı aklım. İnsanlar maskelerini ne çok seviyor…

İnsanlar ve maskelerini düşünüyorum. Maskenin altındaki suretini görebildiğimiz kaç insan var, hatta var mı? Duygularını, düşünceleri ve hayatlarını bir şekilde maskeleyen insanlarla dolu dünya. Ama kızmıyorum buna ve garip de bulmuyorum hatta. Herkesin maskeleri var. Hepimizin yatağının baş ucunda en azından bir iki maske vardır. Evet evet, yatağının baş ucunda. Kapının girişinde bile değil. En yakınımıza karşı bile ne kadar dürüstüz duygularımızı ifade ederken?

Bazen sizi en az tanıyan kişiler aile bireylerinizdir. Kast ettiğim en sevdiği yemeği, en sevdiği rengi bilmek değil tabii ki. Zaten bunlarla bir insanı tanıdığını zannetmekle başlıyor en büyük hata. Sizi tanımlarken bahsettikleri kişinin siz olmadığını fark edersiniz bazen. Önce siz bir maske takarak kendinizi tanıtırsınız, sonra siz o maskeyi çıkarsanız da artık sizi görmezler. Göremezler ya da görmeye çalışmazlar.

Evet, insanlar maskelerini ne çok seviyor. Seviyor, çünkü insanlar yargılanmaktan bıkmış durumda. Seviyor, çünkü ihanetten bıkmış durumda. Hatta dedikodudan, hatta yaralarını görünce mutlu olacak fesat insanlardan bıkmış durumda. Üzgünüm, bu böyle. Toplum dediğimiz bu güruh çoğunlukla böyle. Sen düştüğünde mutlu olacak insan sayısı epey fazla. Neden içinizi karartıyorum, hemen söyleyeyim. İnsanların içi kararmış arkadaşlar. Senin düşmen bir başkasına bir menfaat sağlamasa bile senin onun aşağısında olman bir başka insana haz verebiliyor. Bunu fark ettiğinde insanoğlu, diğer insanlara karşı sosyal medya hikayeleri gibi yalandan mutlu bir hayat tablosu çiziyor. Açık vermemek için çabalıyor. Ne acayip kelime grubu değil mi; “açık vermemek”… Paran olmaz, açık vermemeye çalışırsın; ilişkinde, ailende, işinde sorunlar vardır, açık vermeyeye çalışırsın; yahu bazen açsındır ayıp olmasın diye onun bile açığını vermezsin. Gülümsersin, devam edersin.

Kaç kişi var etrafında gönül rahatlığıyla derdini anlatabildiğin. Mutlulukları paylaşmak, acıları paylaşmaktan kat kat kolay, biliyorsun. O yüzden elbette insanlar maskelerini çok seviyor.

*Hadi biraz bu şarkıyı dinleyelim, şarkılar olmadan her şey çok anlamsız değil mi?

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s