Ne ayrılıklara şahit olmuştur otogarlar
Kimi sevdiğine veda eder
Kimi ana babasına
Bazısı terkediyordur o şehri
Artık orada yaşamak için
Yoktur bir sebebi
Kimi askere gidecektir
Ne zaman döner Allah bilir
Bu kasvetten midir bilinmez ama
Otogar soğuğu diye bir şey vardır
Otogar soğuğu
Gece saat bir
Yarım saat yemek ve ihtiyaç molası
Bütün otogarlar birbirinin aynısı
Bir kısmı uyuyor otobüsün
İnenin yüzüne çarpıyor
Otogar soğuğu
Bir sıcak çay arar gözlerin
Çayın demi yok
İmamın abdest suyu
Başka çare yok alacaksın
Yanına bir tost
İçinde varla yok arası bir kaşar
Mutlu etmez ama açlığını bastırır
Sonra bir çay daha
Sigaranın yanında iyi gider
Bazısı dolanır otobüsün etrafında
Elinde sigara
Kimi koştur koştur tuvalet arar
İçerideki küçük reyondan
Pişmaniye alan teyzeler
Sanki her molanın vazgeçilmezi gibidir
Ben çaydan daha ucuza satılan
Kişisel gelişim kitaplarının kapağını incelerim
On adımda mutlu ol
Dokuz adımda zengin ol
Gecenin birinde
Kırşehir’de
Hayatı sorgula iyi mi?
Bazısı mola boyunca kulağında telefon
Döner durur
Belli ki sevdiceği sesine hasret
Her cinsten insan var
Telaşlısı, dertlisi, neşelisi
Mola yerinde seyredin tavsiye ederim
Herkese bir hikaye yazarsınız
Hayal gücünüzün elverdiği kadar
Sonra hoparlörün cızırtısından
Yarım yamalak anlaşılan o ses
Bahtsız Turizm’in sayın yolcuları
Mola süreniz dolmuştur
Ağır ağır geçersin yerine
Muavin tek tek sayar
Kim var kim yok diye
Sonra başlasın yolculuk
Ben bu molaları hayata benzetirim
Otogar soğuktur dünya gibi
Binbir türlü insan görürsün
Kimi uyur aldırmadan
Kimi dertli, kimi neşeli
Sevsen de sevmesen de bulduğunu yersin
Ve en sonunda biner gidersin
Vade tekmil olup
Dört kolluya bindiğin gibi
Ve kimseye kalmaz dünya
Tek tek herkes gidecektir
Muavinin sayıp götürdüğü gibi
Eninde sonunda
Herkes aynı yere gider
Çünkü götüren öyle diyor
Mola bitti
Yola devam
Kaptan şoförümüz camını beş santim aralamış
Sigarasını içiyor
Muavin sıcak bir çay doldurmuş kaptana
Radyo TRT Türkü
Bu ıssız yollarda
Bir tek TRT çekiyor
Aşık Veysel söylüyor
“Uzun ince bir yoldayım
Gidiyorum gündüz gece…”
Resul Ekrem PEHLİVANLI