‘Kelimeler ve Şeyler’ Notları

Bugün size çok sevdiğim bir programdan bahsetmeye geldim. Yine, bir kere daha sıcağı sıcağına! TRT2’nin Kelimeler ve Şeyler programına bayılıyorum. TRT2’nin Instagram hesabını bayadır takip ediyorum, programı ilk orada görmüştüm (Kınamayın evimde televizyon yok). Baştan aldım. İlk iki bölümü izledim. İzlerken öyle keyif aldım ve beslendim ki notlar aldım. İki bölüm için de bunları kendi blogumda paylaşmıştım hatta. Oradan hareketle alıp okuduğum kitaplar oldu. Hala da önemserim, döner bakarım. Az önce 3. bölümü izledikten sonra, bu defa not almamış olsam da programa dair bahsetmek istediklerimi burada paylaşmak istedim.

Büyük sürpriz, açılış konusunun Oğuz Atay olmasıydı. Oğuz Atay Türkçe’de en sevdiğim yazar olabilir. Tutunamayanlar’a hala kendimi hazır hissetmesem de, dedi utanarak, Tehlikeli Oyunlar’ı Leyla ile Mecnun’daki meşhur ‘Kelimeler, albayım, bazı anlamlara gelmiyor.’ cümlesine vurularak aldım, okudum. Ek olarak Oğuz Atay hakkında okuduklarım da var. Dilemma’nın bir önceki turunda yazan arkadaşlarımızdan birinin, onun üslubuna inanılmaz benzemesine de bayılıyordum. Hatta tıklayın, siz de görün.

Ardından günün büyük rastlantısı!
Bu ara elimde okumamış olduğum bir sürü kitap birikmiş olsa da, şu anki kafama uygun bir şeylerim yok. Yayın evlerini tarayayım, dedim. Kapaklarını Ravza Kızıltuğ’un tasarladığı kitapları arıyordum aslında. Timaş’a girdim. Siteyi alt üst ederken, Yazarın Odası kitaplarını gördüm. Yazarlara, rutinlerine, edebiyatçıların birbirleriyle ilişkilerine dair anekdotlar okumaya bayılırım. Kitapların tanıtımında Paris Review’daki söyleşilerin toplandığı kitaplar olduğunu gördüm. Onu da ayrıca ekledim yer imlerine sonra daha detaylı incelemek için. Sonra Kelimeler ve Şeyler izlerken konu Paris Review ve Yazar Odası kitaplarına geldi 🙂 En sevdiğim rastlantılar.

Bahsettiğim bölüm 2019’un başlarına ait olduğu için bu haber eskimiş de olsa Necip Fazıl’ın bazı eserlerinin Arapça’ya çevrilecek oluşu konuşuldu.

Ve Don Kişot! Cervantes! Bu bölüm benim yetemeyeceğim kadar anlatması zor ve dolu doluydu. Don Kişot’un modern romanın ilk örneği oluşundan, Cervantes’in hayatından, yel değirmeni metaforundan, Borges’in ‘Don Kişot’un Yazarı Pierre Menard’ kitabından bahsedildi.

Notlarımı talebe göre buraya iliştirmeye devam edebilirim. Bu programı izlemenin benim için çok doyurucu olduğu kesin. Tavsiye ediyorum ❤

İyi seyirler ve ardından illa ki iyi okumalar!

B.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s