Her şeyden uzaklaşmanın sihri…
Merak ediyorum diğer tüm tanrılar Poseidon’un önünde diz çöktü mü, çünkü başka türlüsü mümkün görünmüyor. Hep içimizde olan ama rutinin etkisiyle orada olduğunu unuttuğumuz bir yanımız var, deniz ona sesleniyor. Unuttuğumuzu hatırlatıyor. Sanki topraktan değil, sudan gelmiş gibi.
Zamanı burada durdurmak mümkün olsaydı bile onu ister miydik? İflah olmaz doyumsuzluğumuz ve sabırsızlığımız başını duvarlara vurmaz mıydı? Razı olur muyduk zamanın tutsağı olmaya? Çoktan olduk mu? Ayaklarımızda prangalar, sanki sürüklemiyor mu bizi? Hem de gün geçtikçe artan bir hızla. Yetişemiyoruz, yerlerde sürükleniyoruz, toz duman her yanımız.
Nerede hata yapıyoruz?
*Buraya kadar yazdıktan sonra, Yüzyıllık Yalnızlık’ı okumaya devam ettim. Sayfa 86: “Aslımız su. Hepimiz sudan türedik.”